Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | kötü davranan | abusive s. | ||
Sami was abusive towards Layla. Sami, Layla'ya kötü davranıyordu. More Sentences |
||||
Genel | kötü davranan | mean s. | ||
Why is Tom being so mean to us? Tom neden bize bu kadar kötü davranıyor? More Sentences |
||||
Genel | kötü davranan | wronger i. | ||
Genel | kötü davranan | abuseful s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kötü davranan kimse | wronger i. |
Genel | kendinden küçük veya zayıf insanlara kötü davranan kimse | browbeater i. |
Politics | ||
Siyasal | 18. yüzyıl başlarında londra'da insanlara saldırıp kötü davranan bir aristokrat kabadayı çetesi | mohock i. |